BIÇAKÇI NAİM- BİR HATAY MARKASI
Hatay’ın gastronomisinin gelişimine farklı bir destek sağlayan bir markamızdan bahsetmek istiyorum. Markamız diyorum çünkü bir şehir o markayı ve ismi o kadar sahiplenmiş ki mutfakların vazgeçilmezi olmuş. Mutfakların vazgeçilmezi bıçaklara adını yazdıran Naim Usta’nın üçüncü kuşak torunu Naim Mazmanoğlu ‘Bıçakçı Naim’ i anlattı.

1948 yılında Naim Mazmanoğlu tarafından kurulmuş. Türkiye’de paslanmaz çeliği yurtdışından getirerek bu işe başlayan Dedem Naim Usta Fransız ustalardan öğrenmiş bu zanaatı. Lübnan’da Ermeni ustalardan getirdikleri paslanmaz çelikleri işleyerek bu markanın doğuşuna imzasını atmış. Uzun çarşıdaki şimdiki yerinde 1948 yılında başlamış ilk işe ve uzun yıllar bıçak ustası olarak çalışmış.1988 yılında dedemin vefatından sonra çocukları babam ve amacam (Necmi ve Necati) ustalar işi devralmış. Kesemediğimiz tek şeyin kalitemiz olduğunu ifade eden markanın 3. kuşak temsilcisi Naim Mazmanoğlu geleneksel pazarlama yöntemleri dışında paketlemeden sosyal medya çalışmalarına her detay üzerine çalışıyor.

Affan bölgesi yerel zanaatkarların o dönemde yetiştiği mahallerden biriydi. Mazman ailesi de çalışkanlığıyla Osmanlıdan günümüze devam eden geneleksel Antakya bıçakçılığının 3 .nesil (torunlarıyla) bıçakçıları olarak üretimlerine sürdürmektedir. Hatay ve ülke genelinde bu pazarın ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar.
ANTAKYA SİMİDİ BİR MARKA OLABİLİR
Şehirlerin hafızalarında nesilden nesile devam eden yemekleri kadar sokak lezzetleri de önemli bir yer tutar. Sokak lezzetleri de şehirlerin konumlarına, denize uzaklıklarına, verimli topraklarına yeme içme alışkanlıklarına göre şekil alırlar.

Antakya’daki sokak lezzetlerinden bir tanesi de Antakya Simidi’dir. Sabah kahvaltılarımızın vazgeçilmezi tuz ve kimyonla birlikte yenilen kocaman bir tekerleğe benzeyen su, un ve maya ile yapılan, ayran ile tüketildiğinde tadına doyulmayan lezzetimizdir. Kimyon ile tüketilmesi de başka şehirlerdeki simitlerden en ayırt edici özelliğidir. Antakya birçok medeniyete ev sahipliği yapmasının yanında geçiş yolu da olması ( İpek ve Baharat yolu) baharatların yemeklerimizin vazgeçilmezi olduğunun ispatıdır. Hatay gastronomisinin başlıca yemeklerinden kimyonlu (kemmunlu) biberli aş, aşur, mumbar, Kırıkhan Ciğeri, mahulta çorbası, düğürcük köftesi gibi yemeklerimizde kimyon bolca kullanılır.

Antakya’da belirli fırınlarda öğleye kadar çıkan bu lezzet harikası hak ettiği değeri ve marka olmayı becerebilmiş değil. Türkiye’nin dört bir yanından şehirler kendi simitleri için (Kastamonu, Rize, Ankara, İzmit) markalaşma ve coğrafi tescil yoluna giderken Antakya Simidi bu konuda çok gerilerde kalmış durumdadır.
Kısaca Coğrafi Tescilin öneminden bahsedecek olursak şehrin tanıtımından, ürünün pazar payının artışına, üründe kullanılan ürünlerin denetlenip en kalitelisine ve belirli bir standarda getirilmesine, yerel üreticinin satışa yönelik üretim yapması konusunda cesaretlendirilmesine kadar birçok faydası bulunmaktadır. Ünü Dünya’yı aşan bir simit markası ve çeşidinin bu verimli topraklardan çıkması dileğiyle.

